Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girişi
29 Ekim’de Amiral Souchon, komutasındaki Türk donanması ile Karadeniz’e açılarak birkaç Rus gemisini batırıp, Karadeniz kıyısındaki bazı Rus limanlarını da bombaladı. Bunun üzerine Ruslar savaş ilan etmeyi bile beklemeden 1 Kasım’da sınırı geçerek Pasin ve Eleşkirt yönünde ilerlemeye başladı. 2 Kasım’da Rusya Osmanlı Devletine resmen savaş ilan etti.
İngilizler, yol arkadaşlarını takiben hızla tepki gösterdi. Goeben ve Breslau’nun ardından Boğazı ablukaya alan İngiliz filosuna Fransız savaş gemilerinin de katılımıyla Çanakkale Boğazı önündeki Birleşik Filonun gemi sayısı giderek artmıştı. 3 Kasım 1914’te Fransız ve İngiliz savaş gemileri boğaz girişindeki tabyalarımıza ateş açtı. Kısa süren bombardımana Türk topçusunun ateş etkisi dışında kaldıkları için cevap verilemedi. Seddülbahir Kalesinin cephaneliğinin isabet alıp havaya uçmasıyla Çanakkale Muharebelerinin ilk şehitleri verilmiş oldu.
3 Kasım saldırısından sonra Gelibolu yarımadasında yoğun bir tahkimat başlatıldı. 4 Kasım’da Gelibolu yarımadası ile Anadolu yakasının savunması 3. Kolordu’ya verildi.
5 Kasım’da İngiltere ve Fransa Osmanlı Devleti’ne savaş açtı. 9 Kasım’da İngiltere Başbakanı Asquith “Osmanlı İmparatorluğu intihar etmiştir ve kendi mezarını kendi elleriyle kazmıştır.” diyerek Osmanlı’nın savaşa katılımına bakış açısını ortaya koymuştu.
9 Kasım’da Sofya’da ateşemiliter olarak görev yapan Yarbay Mustafa Kemal Bey, Enver Paşa’dan “Silah arkadaşları cephelerde savaşırken kendisinin Sofya’da bulunmasını kabullenemediğini ve cephelerin herhangi bir yerinde rütbesine uygun bir görev verilmesini” istedi.
11 Kasım’da Osmanlı Devleti İtilaf Devletlerine savaş açtığını bildirdi, 14 Kasım’da ise Halife, Cihad-ı Ekber ilan ederek Müslümanları Hristiyanlara karşı savaşa çağırdı.
V. Mehmet Sultan Reşat
Amiral Souchon’un yüzen bir batarya olarak kullanılmak üzere Çanakkale’ye gönderdiği Mesudiye zırhlısı Sarısığlar Koyunda demirlemişti. Gövdesindeki bazı toplar sökülerek kıyıya konuşlanan gemi 13 Aralık 1914’te mayın hatlarının altından geçerek Boğaza girmeyi başaran B-11 İngiliz denizaltısı tarafından batırıldı. Gemiden çıkarılan toplar ise Baykuş (Mesudiye) Bataryasında kullanıldı.
İngiltere’de Osmanlı’ya yapılacak harekatın nerde ve nasıl olacağı konusunda farklı görüşler vardı: Boğazı donanma zoruyla geçmek, Yunanistan ile anlaşıp Selanik’ten bir orduyla İstanbul’u istila etmek, İskenderun’a asker çıkarmak gibi. İngiliz Deniz Bakanı Churchill Boğazların Donanma yoluyla zorlanması konusunda ısrarcıydı. Boğazların ele geçirilmesinde amaç: Verimli Hilal’e ( Kabaca Güneydoğu Anadolu’nun hilalin bir ucunu teşkil ettiği şekilde Fırat ve Dicle arası (Mezopotamya), Basra Körfezi ve çevresi ile Nil vadisinin hilalin diğer ucunu oluşturduğu verimli topraklara sahip, medeniyetin beşiği diye de bilinen bölge) hakim olmak, İngilizler için sömürgesi Hindistan yolunu emniyete almak, Boğazlara Ruslardan önce hakim olmak ve gerekirse bu yolla Ruslara yardım göndermekti.
Ocak 1915’e gelindiğinde Ruslar Kafkaslardaki Türk baskısının hafiflemesi açısından Türklere karşı yeni bir cephe açılıp açılamayacağını sorarak İngiltere’den yardım istedi. Rusya’nın bu yardım isteği İngilizlerin, Ruslara söz verilen bölgede, harekata başlamasına olanak tanıyarak; Çanakkale cephesinin açılmasının gerekçesini oluşturmuş oldu.